Güzel yurdumun İstanbul Boğazıyla Karadeniz’i birbirine bağlayan, doğasıyla, yeşilliğiyle, deniziyle cennet köşesi...
Küçüksu Kasrı, Nişangahıyla...
Bugün atıl durumda olsa da, eski güzelliğine kavuşacağına inandığım Küçüksu Mesire Alanıyla...
Eşsiz güzellik Göksu Deresi ve onun devamı Baruthane Çayırıyla...
Anadolu Hisarı Kalesiyle...
Çocukluğumun geçtiği, bugünkü Orhan Veli Kanık Parkı olan tarihi Kavacık Mesire Alanıyla...
Fatih Sultan Mehmet’in otağını kurduğu anlamlı güzellik Otağtepesiyle...
Burhaniye Parkıyla, Beykoz Onçeşmeleriyle, Çamlıbahçe Kasrıyla, Hidiv Kasrıyla, Çubuklu Çayırıyla...
Denize açılan pencere Yoroz Kalesiyle...
Maddi-manevi güzellikleri barındıran ve Hz. Yuşa’nın mezarının bulunduğu Yuşa Tepesiyle...
Manevi değerlerimiz Akbaba Sultan Türbesi, Uzun Evliya Türbesi, Kırklar Sultan Türbesiyle...
Eşsiz manzaralarıyla Karlıtepe ve Burunbahçesiyle...
En farklı ağaçların birarada bulunduğu Beykoz Korusuyla...
Manzarasıyla bir başka güzel Mihrabat Korusuyla...
Ormanlarıyla...
Kaymakdonduran Kültürel Parkıyla...
Çeşmeleriyle...
Karakulak, Sırmakeş ve Çubuklu Memba Sularıyla...
Tarihe marka olarak geçmiş Paşabahçe Şişecamıyla...
Kanlıca Yoğurduyla...
Kalkan Balığıyla...
Akbaba Mahallesi ile Dereseki Mahallesinin cevizi ve kestanesiyle... Dünyanın en güzel balı olan Kestane Balıyla...
Gerdanlık gibi Boğazı süsleyen, ulaşımı kolaylaştıran iki eşsiz köprüsüyle...
İstanbul’un İncisi BEYKOZ ...
Doğal güzelliklere ve tarihi kültür hazinelerine sahip bu bölgede imar planlarının uygulanması durumunda eminim ki Beykoz İstanbul’un en modern ve en gelişmiş bölgesi olacaktır.
Saygılarımla...