Deprem çığırtkanlığı
yapmayı sevmiyorum ama kısa sure önce yaşadığımız sarsıntı, deprem bilincine ne
kadar uzak olduğumuzu da gözler önüne serdi.
Yetkilerin
beklediği ve 7 civarında ön gördüğü büyük İstanbul Depremi, geçtiğimiz günlerde
5.8 ile bizleri yoklarken, 20 sene geçmesine rağmen yeteri kadar ders
almadığımızı akıllara getirdi.
Deprem
öncesinde yapılacaklardan tutunda, depren anında ve sonrasında yapılacaklar noktasında,
hepimiz sınıfta kaldık. Onca tatbikatlara rağmen, panik içine girdik.
1999’dan
sonra bir dönem çocuklar deprem bilinciyle büyürken, gel zaman git zaman ilkokul
çağındaki çocuklar deprem bilgisinden o kadar yoksun ki, 1.sınıfa giden oğlumun
depremde okulda oluşu ve yaşadıklarını kendi penceresinden anlatışı, traji
komik şekilde sizleri güldürebilir bile...
Bu konuda
Ebebeyin olarak eksiklerimiz elbette vardır, lakin desteklenebilir bir depremle
ilgili bilinçlendirme ekibine de ihtiyaç olduğu aşikâr diye düşünüyorum.
5.8’lik
depremin ardından sürekli artçılar oldu, olmaya ve korkutmaya da devam ediyor. 5.8
ile üç gün dışarda kalan evlerine giremeyen halk, 7’lik bir depremle neler yaşardı
düşünmek bile istemiyorum.
Bireysel
eleştirilerin ardından gelelim İstanbul’a...
Zorunlu
deprem sigortalarıyla ayakta kalacağı beklenen İstanbul’un, deprem anında toplanma
noktaları bile, heyelan bölgelerinden seçilirken, gelin bu şehirden hayır
bekleyin. Kaldı ki deprem anında çekmeyen telefonlarımızda cabası oldu.
600 bin
binadan 400 bini risk altında diyerek kayıtlara geçen bilgiler korkutan
nitelikte.
Binaların
yani sıra, bazı büyük devlet yapıları da hasar görmüş durumda. Özellikle sosyal
medyada gündem olan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğrenciler
derslere girmedi. Okulun duvarları çatladı, boydan boya devam eden yarıkların,
yer yer iki karışı bulduğu görüntülerle sabit, öğrenciler kamuoyu oluşturarak
diploma almaya geldik, mezar taşı almaya değil diyerek tepkilerini dile
getirdiler.
Her doğa
olayı gibi, depremde o kadar beklendik ve olasıyken, lütfen hayatın koşturmacası
içinde unutmayalım, unutmayalım ki önlemlerimizi sonuna kadar alalım.
Geçmiş olsun
İstanbul...