Çok düşündüm,
nerden nasıl başlasam, içimdeki öfkeyi nasıl anlatsam...
Ecrin
Bebeğin, kan donduran hikayesini hatırlıyor musunuz? Hatırlayın, lütfen
unutmayın!
Biz
unuttukça, başka gündemlere daldıkça bu gerçekleri görmez oluyoruz. Duyduğum
andan beri içimde hissettiğim acıyı kelimelere dökmeye inanın gücüm yok.
Nasıl bir
gözü dönmüşlük, nasıl bir dinden, örf-adetten uzaklaşma, şu bulunduğumuz mübarek
günlerde olayın detaylarını duydukça Allah’ım ıslah et demekten başka bir şey
gelmiyor elimden.
Toplum
olarak da ebeveyn olarak da bu tarz olaylardan çok etkilenip, evlatlarımıza
daha sıkı sarıldığımızı düşünüyorum. Ya başıma gelirse korkusu, anneyi babayı çocuğa
bağımlı, çocukları da kendi ayakları üzerinde duramayan, hatta öz denetimi gelişmeyen
bireyler olarak büyütüyor.
Demek istediğim,
bu kirli zihinler öyle etkiliyor ki hayatımızı, öylesine korumacı hale
getiriyor ki bizleri, tüm toplum olarak etkileniyoruz.
Daha öncelerde
fiziki saldırılar, gasp durumlarından çekinirdik, o zamanlar en kötü şeyin, o olduğunu
düşünürdük, devir nasıl değişti ve bu hale geldi, inanın aklım almıyor. Hep
daha kötüye gittiğimizi görmekte, ilerde çocuklarımızın yaşayacağı hayat noktasında
beni korkutmuyor da değil.
Gittikçe
kirlenen dünyada, maneviyattan koptukça, örf adetten uzaklaştıkça, çamura saplandığımızı
görebiliyorum. Bir yandan, yaptırımlar konusunda, devletin de caydırıcı cezalar
vermesi gerekiyor. Bu cezalar tartışmaya açık gibi gözükse de adaletin işine
karışmakta yersiz...
Elbette
bizler vicdanen çok farklı cezalar biçiyoruz ama maalesef işleyiş böyle olmuyor,
bunu hepimiz biliyoruz.
Hepinizin
Ramazan Bayramı mübarek olsun, inşallah her şeyin çok güzel olacağı, günler görmek
dileğiyle...