Türk dil
kurumu sözlüğünde doğruluk olarak, diğer sözlüklerde ise özü sözü bir olma,
olanı olduğu gibi yansıtma, gerçeği saklamama, bildiğinden inandığından ve
olduğundan başka türlü görünmeye yada göstermeye çalışmama olarak tanımlanan
dürüstlüğün, eski Türkçede ki karşılığı samimiyettir...
Durmadan
başkalarının samimiyetini sorgulayan ancak
kendi samimiyetinden nedense hep emin olan insanların yaşadığı öyle bir
zamandayız ki; yalan söyle, insanları kandır, bundan rant elde et, insanlar
zarar görse kimin umurunda boş ver kendine bak... Gibi gibi farklı bir
dürüstlük tanımı bile ortaya çıktı.
20
yaşındaki bir insan için gelecek çok uzak bir mesafeymiş gibi görünürken, 40 ı
devirip geçenler için gelecek sanki yarınmış gibidir. Zaman eskisine göre çok
daha hızlı geçer...
Bu durumu
aman ölüm yaklaşıyor hezeyanıyla
yazmıyorum...zaten hiç kimsede bilemez
ancak ne yapacaksam artık bir an önce yapmam gerektiğini bildiğimden,
hayatı her yönüyle sorguluyorum....
Yıllar
önce okuduğum bir yazı tam olarak şöyle bitiyordu
"
Hayatınız bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçerse, gördükleriniz
hatırlanmaya değer şeyler olsun."
Yaşam ile
ölüm arasında ki ince çizgide bir kaç saniye oyalananlar da hep aynı şeyi
anlatırlar .O an da hayatım bir film şeridi gibi gözlerimden geçti....
Bunca
yalan dolan entrikayla dolu bir dünyada doğru istikamette yürümek ip üstünde
yürümekle neredeyse aynı şey gibi görünse de, muhakeme yeteneğini
kaybetmeyenler dengeyi her daim sağlayacaklardır ....
Gidilesi
yerlerin kalması için yaşayıp, görülesi insan olarak gerçek âleme göç etmek
duasıyla, arada kalan zamanda sevgi yolumuzu aydınlatan ışığımız olsun.
Anadoluhisarı’ndan muhabbetten selamlar saygılar efendim.