Çok başka şeylerden söz edecekken sizlere, yine kendimi
tutamayarak, sarıldım kaleme...
Başlıktaki muhalif yaklaşımı fark ettiğinizi umarak, üzerine
koyup devam etmek istiyorum.
Her ne kadar siyasi çerçeveden yazdıklarımı okuyorsanız da,
hayatın içinde de işleyişin aynı olduğunu göreceksiniz. Muhalifliğin kaderi
maalesef eleştire eleştire tükenen ardından nereye çatacağını bilemeyen
insanlarla doludur.
Ana Haber bültenlerine sırayla göz gezdirdiğinizde illa
derdi bir tarafı övmek olan habercilik yaklaşımına karşıyım. Elbette işimizin
böyle bir kötü kolu var Yandaş ve Muhalif Medya olarak iki kutupta
kendilerinden bahsetmek mümkün, fakat bu medya organlarının sahipleri farkında
değiller mi propaganda dışında, halk haber alma hürriyetini kullanmak için bu
yayınları izliyor ya da alternatif neredeyse kalmadığı için izlemek zorunda
kalıyor.
Yani haberi olduğu gibi verseniz, zor olan mübalağa sanatına
başvurup birilerini övmek ve yermek için uğraşmasanız inanın hayat size de daha
güzel gelecek.
Sadece yandaş takımdan bahsetmiyorum, muhalif kanadın da
sesinin çıktığı sayılı da olsa yayınlar var. Siz de hak vereceksiniz, iktidara
yakın medya kurumları elbette daha çok, muhalif kanadın yayın organları genelde
daha az oluyor.
Burada değinmek istediğim ve altını çizmeye çalıştığım konu,
İnsanlara haber verme meselesini bu kadar zor ve karmaşık hale getirmemeleri
gerektiği, olanı olduğu gibi vermek en kolayı, hangi cenah üzülür diye düşünerek
haberi eğip, bükmek, hem habere ihanet hem de haberciliğe...
Bu nedenle olayı sayısal denklikten çok, iki safta da
bölünmenin hoş olmadığını söyleyerek değerlendirmek gerek diye düşünüyorum.
Haber bültenlerinde iktidarı gereksiz öven haber zeminleri
nasıl hoş durmuyorsa, yoktan yere sadece söz söylemiş olmak için, iktidara laf
söyleyen muhalif medyanın yaptıkları da hoş durmuyor. Halk bunun ayrımını hemen
fark ediyor.
Düşünün ki, muhalif medya için başlarda ufak ufak başlayan
eleştiri ağı, gittikçe ivme kazanarak artıyor.
Gerekli ya da gereksiz Ülkenin Cumhurbaşkanıyla bire bir
restleşmeye çalışan Ana Haber Bülteni Sunucuları peydah oluyor. Özellikle her
iki kanadın haber bültenlerini takip etmeye ve ortalama bir karara varmaya
çalışırken, başlarda iktidarın yaptıklarını öven yayınların gereksiz iyi
tutumlarını nasıl yadırgıyorsam, sürekli eleştiren tarafın haddini aşmasını da
aynı keyifsizlikle takip ediyorum.
Elbette eleştirilsin, Demokratik ortamların temel
gereksinimi sorgulamak, soru sormak değil midir zaten !?
Fakat her daim hayatımın ön sıralarında tuttuğum etik temel
ilkeleri de göz ardı etmemek gerekli, aksi halde şimdi olduğu gibi çok saygın
bir pozisyondayken, yaptığınız hileli hamle nedeniyle, insanların alay konusu
haline dönüşebilirsiniz.
Had bilmek, şu zamanda inanın lütuf gibi…